Görselliğin algılanış biçimi

Bir an düşünün... her nesnenin bize ifade ettiği şeyler değişkenlik barındırmaktadır. Bir kadın için bir elbiseye bakış, bir erkek için ihtiyaca yönelik bir araba.. Burada söz ettiğimiz cinsiyetçilikten çok, toplumsal algıların bir çok birimle harmanlanıp önümüze sunulması! Hepimizin bayıldığı, ihtiyacımız yokken onu almak istememiz,sanki bizim elimizde o olsa her şey daha iyi olacakmış hissi! Bunu hiç düşündünüz mü? Bize bu algıları oluşturan çok güzel bir sistem var. Reklamcılık!  Her yayınsal alanın çıkış noktası, her bireyin ihtiyacına göre şekil almaktadır. Bu kadar çok ihtiyaca yönelik neredeyse her materyalin bir muadili vardır. Kimisine yönelmek bizi daha iyi hissettirken, kimisi alım gücü olarak bize yardım etmektedir. Reklamcılığın algılarımıza bu kadar iyi işlemesine izin vermemiz bizim elimizde mi? önce bu büyük bir tartışma konusu. Görünen bir nesnenin iyi pazarlanması sadece reklamcılık alanında bitmiyor. Beyin beyin beyin! insanlar da bulunan en önemli yapı organı. Görünen, aşina olan şeylere yatkınlığı bulunan, düşünmemizi ve sağlıklı kararlar vermemizi sağlayan bir organın algıları etkilemesi aslında bu kadar basit. İyi bir pazarlama ve güzel sunulan psikolojik  birimlerle insanlara aldıramayacağınız şey yoktur. Reklam herşeydir. Bir sunum ne kadar iyi görünüme sahipse, beynimizin ondan kaçması bir o kadar zordur.
 Algılama sisteminde kontrol sizsiniz. Yönlendirme, mantıklı düşünme size bu konuda yardım edecektir. Bir şeye gerçekten ihtiyaç duymak ile, ‘‘sahip olsam daha mı çok mutlu olurum’’  ikileminin net cevabı maalesef yok. Sonuç olarak her iki seçenekten birine düşmemiz muhtemel. Bazı sektörler ihtiyaca yönelikten çok ‘harcamaya’ yöneliktir. İşin bittiği tek yer algılar. Bir şeye ihtiyaç duyulmadan ona sahip olma psikolojisi sürdürülebilir bir şey olmamalı. Daha açık düşünme tarzına sahip olursak;baktığımız nesnelerin yada sahip olmak istediğimiz şeylerin aslında ufak bir tatmin içeriği olduğunu anlamamız uzun sürmeyecektir.
 

Yorumlar

Popüler Yayınlar